Gülay her fırsatta sana kitap hediye getirmiş ve sende büyük bir zevkle okumuştun. "Taşıtlar" isimli kitabı da daha gelir gelmez eline alıp Gülay ile birlikte okumuştun. Fotoğraf çekerken de bana şirinlik yapıyordun :)
8 Ağustos 2008 Cuma
ECESU'NUN DOĞUM GÜNÜ
En sevdiğin arkadaşlarından Ecesu'nun doğum günü. Ecesu'nun 3. yaş gününü hep birlikte kutladık. Senin en sevdiğin şeylerden biri doğum günü kutlamaları. Ecesu'nun yeri sende ayrı tabii :) İkinizde çılgın, ikinizde yaramaz :) Birbirinize bu kadar çok benzediğiniz için çok seviyorsunzu birbirinizi. Sonuna kadar hep sevin birbirinizi. Tarih 13 Ocak 2007.
DEDEN İLE UYUMAK
1 Ağustos 2008 Cuma
İSTANBUL YOLCULARI
Tete ve Burak'ı İstanbul'a yolcu ederken...Her uğurlamadı içimiz burkulur, gzöyaşlarımızı birbirimize göstermeden yolcu ederdik sevdiklerimizi. Senden bir türlü kopamazlardı Teten ve Burak. Arabaya binmeden son kez kucaklarındayken, bu anı da ölümsüzleştirmek annene düşüyor tabii. Çukak deden de sizleri izliyor arkadan, gururla.....
ANLAMLI HEDİYE
17 Temmuz 2008 Perşembe
BURSALİANNELERLE 2.DOĞUM GÜNÜ
Bursaliannelerin kuzuları ile doğum günü yapmadan olur mu hiç ? O kadar güzel bir dooğum günü geçirdik ki hep birlikte. En öenmlisi de sen çok büyük keyif aldin. Çok mutluydun. Kimselere zarar vermedin, yaramazlık yapmadın ki en korktuğum şeydi. Çok şükür ki harika bir doğum günü geçirdik arkadaşlarınla. Nilay ile birlikte bol bol balon şişirdiniz. Zaten bayıldığın birşey balon. Teten de hiç sevmez, hep uyardı sizi, çok şişirmeyin, patlar diye.
Bursaliannelerin kuzularından Yağız, Ecesu, İpek, Dora, Ömer Tarık, Yavuz Sefa, Alper, Ömer, Oğuz, Deniz, Başar doğum günümüze gelerek renk kattılar. Hepsine burdan da çok teşekkür ederiz. Ayrıca Gül annen, Bige Teyzen, ciciannen, Nilay yani kısaca seni sevenler hep yanındaydı.
Canim oğlum, 2. doğum günün kutlu olsun. Nice sağlıklı, mutlu yaşlara inşallah hep birlikte. Umarım yıllar sana hep güzellikler getirir. Umarım üzüntülerin kum tanesi kadar, sevinçlerin okyanuslar kadar büyük olur.
Nefesim nefesinden fazla olsun inşallah. Doğum günün kutlu olsun. Seni çok seviyoruz.
14 Temmuz 2008 Pazartesi
YAĞIZLAR PARKTA
SAÇLARIN GİTTİ
DENİZ SEFASI
8 Temmuz 2008 Salı
HAYVANLAR KİTABI
TETE & BURAK
7 Temmuz 2008 Pazartesi
MEHMET DEDEN
KUZULAR
4 Temmuz 2008 Cuma
ANNE-OĞUL KANKALAR
BABA OĞUL
DOSTLARIMIZ
Eylem ve Onur. Kütahya'dan dostlarımız. Eylem benim üniversiteden arkadaşım. Yurtta aynı odayı hatta ranzayı paylaştığım bir dostum. Uzaklarda aşkıma nasıl yanıp tutuştuğumu, nasıl sahip çıktığımın tek şahidi. Nerde olursak olalım, uzaklığımız ne olursa olsun, biribirimizi son bıraktığımız yerden devam eden bir ilişkimiz var Eylem'le. Oğlu Onur ile ziyaretimize geldikklerinde çok sevindik ve mutlu olduk. Sen uslandığın zaman bizde onları ziyarete gideceğiz inşallah.
KİTAPLAR
Umarım ki sende annen ve baban gibi kitapları ve okumayı çok seversin. Bunu sana devamlı aşılıyorum ve beraber kitap okuma seaslarımız oluyor. Mutlu bir birey, kendine güvenen bir kişi ve çok okuyan, okuduğunu yorumlayabilen, düşünen bir insan için uğraşıyoruz babanla. İnşallah bunu gerçekleştirebiliriz.
YAĞIZ & YAĞIZ
1 Temmuz 2008 Salı
MANGAL KEYFİ
İLK TV
1 yaşına kadar televizyon seyrettirmedim sana. Sonra psikolog bir arkadaşım yanlış yaptığımı arasıra süreli olarak izletmem gerektiğini bana söyledi. Bende sabah saatlerinde BBC'de yayınlanan çocuk programını açtım sana. Zaten kısa süreli bir çocuk programıydı. Azıcık seyreder kalkardın. O sırada bende kahvaltı hazırlardım sana. Bu arada "Balamory" yi seyretmeye başladığında 16 aylıktın.
27 Haziran 2008 Cuma
BİR KEZ DAHA KANKALAR
İLK KAR
26 Haziran 2008 Perşembe
BURSALIANNELER
Bursalıanneler ile tanıştığımda sana 3-4 aylık hamileydim. Çok midem bulanıyordu, günlerim çok huzursuz ve sıkıntılı geçiyordu. İnternette devamlı araştırma yapıp kendimi teselli ediyordum. Bu araştırmaların sonunda Bursalıanneler mail grubunu keşfettim, çok mutlu oldum. Bir baktım ki bunları yaşayan sadece ben değilmişim herkes bunu yaşıyormuş. Ve ilk olarak yüzyüze tanışmamız 21 Ocak 2006 tarihinde canım arkadaşım Canay'ın evinde gerçekleşti. Canay & Oğuz, İde & Can, Senem & Dora, Aycan & Burak, Serap & Emre, Ayşe & Ömer ve Aysun ile tanışmış olduk. Ve çok mutlu ayrıldık bu buluşmadan. Özellikle senin için çok iyi oldu bu görüşme. Bir çok arkadaşın oldu. Tabii benimde.
İLK ÖNEMLİ HASTALIĞIN ( HASTALIĞIMIZ )
Bir sabah bir uyandık gözünde hafif bir şişlik. Ciciannen akşama kadar geçer deyip rahatlattı bizi. Akşam eve geldiğimizde bir gördük ki gözündeki şişlik büyümüş. Gözün neredeyse kapanmak üzere. Çok korktuk ve soluğu Tıp Fakültesinin acilinde aldık. Acildeki doktor hemen hastaneye yatmamız gerektiğini, göz bu çok önemli bir organ dedi. Ama tıp fakültesinde yatacak yer olmadığı için bizi Çocuk Hastanesine sevk ettiler. Gecenin bir yarısı gittik hastaneye Allah'ım o ne kalabalık bir yer, ve bu kadar kalabalığa da küçücük bir hastane. Orda da yer yokmuş. Bizi ishal ve kusma şikayeti olan 5 hasta çocuk ve annenin de odada bulunduğu küçücük bir odaya aldılar. Hemen serum verdiler. Nasıl ağladın o serumu takarken. Şişkoluktan sende damar bulmaları zor oldu tabii ama çok şükür ki tecrübeli hemşirelerdi. O gece ben hiç uyumadım, seni kucağımdan indirmeden devamlı emzirdim. Sadece dua ediyorum bir an önce iyileşmen için ve evimize dönmek için. 2 gün 2 gece orda kalmak zorunda kaldık. O kadar hareketliydin ki hastanede her seferinde hemşirelerden uyarı alıyordum. Sanki hareketliliğine bir engel olacakmışım gibi. Çok şükür şişlik inmişti, bir mikrop gelmiş oturmuş gözüne. Nasıl da kıymış o güzel gözlerine. Çok şükür evimize geldik ama 2 saat sonra da sende ishal ve ateş başladı. Bizi ishalli çocukların odasında yatırdıkları için bu seferde ordan mikrop kapmıştın. Ertesi günde bana bulaştı bu hastalık. Allah'ım ne zor günlerdi. Hep Gülay'da kaldık. 2. yılbaşın böyle hastalıkla geçti. Saat tam 24'e geldiğinde biz seni tekrar acile götürdük ve nöbetçi eczane aradık. Ateşinin 40 derece olduğunu gördük ve çok korktun bizi. Hiç yemek yemiyordun tek tesellim anne sütü alıyor olmandı. Ve mikrop ailemizde bir güzel gezindi. Önce deden sonra Gülay sonra da baban mikroptan nasibini aldılar ve onları yatağa düşürdü.
Allah hiç kimsenin evladına dermansız dert, hastalık vermesin, çok zordu çoook :(
Allah hiç kimsenin evladına dermansız dert, hastalık vermesin, çok zordu çoook :(
KANKALAR
Nasıl yaramazdın anlatamam. Yağız'ı çok severdin, o gelince çığlıklar atardın ama saçını çekmeden de duramazdın. Yazık sarı oğlum da her seferinde annesinin kucağında alıyordu soluğu. Sarı oğlum da seni çok seviyordu ama senden çok zulüm gördü. Bu kadar zulüm görmesine rağmen senden hiç vazgeçmedi. Düşün seni nasıl sevdiğini. Ama sende uzun süre hiç uslanmadın. Çok zaman aldı büyümen, uslanman.
COŞKULAR
Yürümeye başlayınca işte böyle coşmaya da başladın. Öyle hareketliydin ki, babanla uyku saatini iple çeker olmuştuk. Bir dakika yerinde duramayan bir bebektin. Emeklemeye başlayna kadar çok rahattık. Emeklemeye 7 aylıkken başladın. Ve hareketli günler. Herkese diyordum "çok hareketli, beni çok yoruyor" diye. Ama diğer anne babalardan da aynı şeyi duyuyordum, "bizimki de öyle". Ne zaman seninle biraz vakit geçirsinler, bize hak veriyorlardı. "Gerçekten Yağız çok hareketli, Allah kolyaliklar versin" diyorlardı. Herkesin çocuğu kendine göre hareketli tabii. Ama Allah dağına göre kar veriyor. Sen hareketliydin ama bizde bir o kadar sabırlı.
İşte carrefour daki coşkun. Deli oluyordun oralarda yürüp koşmaya. Arkana bakıp bizleri de görünce iyice bir güven gelip alıp başını gidiyordun. Bizler ise senin arkandan koşturup duruyorduk. Yine de keyifli günlerdi. Aman Allah enerjini hiç bitirmesin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)